Geçtiğimiz günlerde, Yatağan İlçesi Merkez-Sinanbey İlköğretim Okulu’nun öğretmen ve öğrencileri, Cumhuriyetimiz’in 75. yılını kutlama çalışmaları kapsamında, Şeref Köyü’nde bir gece düzenlediler. Sağ olsunlar, bizleri de çağırdılar. Sevinerek gittik.
Öylesine güzel bir geceyi, bir dağ köyünde sergileme uğraşısına katlandıkları ve öncelikle de,Şeref Köyü’nü yeğledikleri için, Sinanbey İlköğretim Okulu’nun Müdürünü, öğretmenlerini ve öğrencilerini kutluyorum
Gördük ki, Şeref Köyü’nün o sanatsever insanları, akşamın erken saatlerinde çoktan doldurmuşlar bile gösteri salonunu. Başta, İlçe Milli Eğitim Müdürü, şube müdürleri ve pek çok davetli kişiler de oradaydı. Havanın soğuk olması nedeniyle, ilk başta birazcık üşümüştük ama, minik öğrencilerin, o boylarından büyük marifetleri ve Şeref Köylüleri’nin o sıcak ilgileri gittikçe içimizi ısıtıvermişti.
Okul Müdürü Semih Serttaş’ın açılış kouşmasındaki : “Biliyorduk ki, Şeref Köyü’nün Muğla İli kültürünün gelişmesinde ayrı bir yeri vardır. Biz, bu köyün insanlarnın tiyatroya, folklora, müziğe ve her türlü sanatsal çalışmalara karşı çok ilgi duyduklarını bilerek ve güvenerek köyünüze geldik” sözleri, bizleri ve tüm Şeref Köylüleri’ni çok yıllar öncesine götürüverdi aniden.
Gerçekten, Şeref Köyü’nün Muğla kültürünün gelişmesinde ve yayılmasında ayrı bir yeri olduğu doğruydu. 1960’lı yıllarda ilk Köy Tiyatrosu bu köyde kurulmuştu. Tiyatronun sahneye koyduğu oyunlarda gösterdiği başarı, basın organlarında günlerce konu edilmişti. 1973 yılında, köy gençlerinden oluşan Halk Oyunları Ekibi, Cumhuriyetimiz’in 50.Yıl kutlama kervanına katılarak, parmak ısırtacak derecede gösteriler sergilemişti. 200 kişilik bir tiyatro salonu ilk kez bu köyde inşa edilmişti. Hatta 1967 yılında, Muğla İli Halk Eğitim Merkezi Müdürleri Koordinasyon toplantısının 3.sü, zamanın Valisi Sayın Hasan BASA başkanlığında, Şeref Köyü’nde, bu salonda yapılmıştı. Aynı gün, köy alanına dikilen ATATÜRK BÜSTÜ’nün açılışı da yapılmıştı Ayrıca, çevre köyleri içinde, ilk Köy Kalkındırma Kooperatifi kurulmuş, orman ürünlerini yerinde değerlendirme ve pazarlama çalışmaları da başlatılmıştı.
Zaten, Şeref Köylüleri’nin, bu türlü çalışmaların içinden geldikleri sergilenen gösterilere karşı gösterdikleri ilgilerinden de belliydi.. Nerede gülüneceğini, nerede düşünüleceğini, nerede alkşlanacağını çok iyi biliyorlardı.
Ancak; bütün bunların yanında, o gece, Şeref Köylüleri’nin içini burkan, zaman zaman gözlerini yaşartan, birisinin adı da anımsanıyordu. Necati ÖZLER…Çünkü, yukarıda sözü edilen bütün çalışmaların öncüsü, yaratıcısı ve mimarı Necati Özler idi. Ne yazık ki, bundan tam dört yıl önce yitirmiştik Necati Özler’i. Sağ olsaydı, kim bilir ne denli çok sevinirdi böyle geceleri görünce. Ya da, kim bilir ne denli çok üzülürdü, taşımalı eğitim bahanesiyle, köyünün okulunun kapandığını duyunca.
O’nun çocukluk arkadaşı olan, emekli öğretmen-yazar araştırmacı Bahattin UYAR da, çok duygu dolu bir konuşma yaptı gecede. Yarım yüzyıl öncesi, eğitmenli bir sınıfta, birlikte okudukları sınıf arkadaşlarını sıraladı numaralarıyla. Kimileri dede, kimileri nine olmuşlardı. Herkes oradaydı ama, 7 Numaralı Necati Özler yoktu. Onun, kırkbeş yıl öncesi bir veli toplantısında okuduğu:
“Korkar oldum şu derenin kurdundan
Koyun gelir, kuzu gelmez ardından
Ben de bıktım bu koyunun derdinden,
Meleme koyunum, ağlatma beni…” diye başlayan “KOYUNUM” şiiri, yine Bahattin Uyar tarafından, ağlamaklı bir ses ile okunurken, tüm Şerf Köylüleri’nin göz yaşları da dolu danesi gibi yerlere dökülüyordu. Necati Özler’i bir kez daha saygı ile, sevgi ile anıyoruz. Ve Sinanbey İlköğretim Okulu’nun öğretmen ve öğrencilerine, başarılarından dolayı tekrar kutluyoruz. (Kasım-1998)
Muammer ÖZLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder